Yenileşen, değişen ve dijitalleşen dünya kuşak farklılıklarını da ortaya koyuyor, bu kapsamda da şirketlerimizde başarıyı elde etmek adına yeni düşünen, yeniliği hissettiren yönetim şekillerini kurgulamamız gerekiyor. Özellikle yeni kuşak olarak adlandırdığımız ve teknolojiyi hayatının vazgeçilmezi olarak nitelendiren Z kuşağına ulaşmak isteyen firmalarda çevik organizasyon dönüşümünün kaçınılmaz olduğunu söyleyebilirim.

Şirketlerin tüm birimlerine yayılan takım çalışması, iş birliği, değişime uygunluk ve süreçlerin yalınlaştırılmasına yönelik değişiklikler yapılmasını öngören çevik organizasyon ile çalışanlarının başarı ve mutluluk oranlarında artış ortaya çıkıyor. Şirketlerin gelecek haritalarına yön vermek adına uzun vade yerine kısa vadelerin seçildiği, herhangi bir zaman diliminde oluşabilecek olumsuzluklara ilişkin erken gardını alma üzerine kurulu sistemde çalışanlar yaptıkları işlere daha hakim ve sahiplenici olarak görev alıyorlar. Kendilerine ait proje sahibiyle çalışan takımlar sayesinde de gözle görülür bir kalite artışı ve verimlilik elde ediliyor.

İş birliği, uyum ve inovasyonu beraberinde getiren aynı zamanda da hızla değişen ortam şartlarına hızlı adapte olmayı gerektiren çevik organizasyona uyum sağlayan ekipler +1 olarak öne çıkarken ne yazık ki bu yöntemlere adapte olamayan ekipler ise dönem şartlarına uyum sağlayamayarak bir adım geride kalıyorlar. Son olarak çalışan mutluluğunu ve şirkete bağlılığını da artıran bir yönetim şekli olarak görülen çevik organizasyon ile şirketlerde artan başarı oranları kaçınılmaz olacaktır.